.......
Gözyaşları içinde kızın dudaklarından ayrıldım,duymayacağını bile bile ona usulca ''Özür dilerim'' dedim.
''Özür dilerim.'' Gerçekten de benliğimin en derin pişmanlığıyla ondan özür dileyerek yataktan çıktım,odama gittim.Koltuğa oturup düşünmeye başladım.Başlangıçta her şey ilginç ve vakit geçirtici bir oyundu.Kızla,kedinin fareyle oynadığı gibi oynamak,onu şaşırtmak,hayal kırıklığını yansıtan o güzel altdudağını izlemek çok tatlıydı.Birdenbire modern bir Binbir Gece Masalı'nın içinde buluvermiştik kendimizi.Ne var ki kısa sürede efendi ile kölenin rolleri değişmiş ama bunu güç değil,tam tersine güçsüzlük sağlamıştı.Ağır akan su kayayı oymuş,kardelen çiçeği donuk toprağı delip başını çıkarmış,zarafet kabalığı yenmiş,dişilik bir kez daha erkek üzerindeki yumuşak zaferini sessizce ilan etmişti.Ve nihayet o masal prensesinin uyurken dudaklarıma kenetlenen dudakları,en büyük mutluluğum ve en büyük felaketim olmuştu.
Kurbağanın bir öpücükle prense dönüşmesi,yaz ormanlarındaki kayın ağaçlarının serinliği,Olga'nın durgunluğa kapılmadan önceki o ilahi gülüşü,gençlik kahkahaları,''Via Con Me'',işaret parmağımın nasır bağlamış ucu,şaha kalkan atın gökyüzünü kapatan yelesi,anladığım sözcükler,anlamadığım sözcükler,yeryüzünü beyaz bir yorgan gibi kaplayan kar...Hepsi birden,kaybedilen bütün yılları geri getirmek istercesine telaşla çarpan bir yüreğin ritmine eşlik ettiler.
Şafağın kızıl ışıkları,son hikayesini anlatmış,sözlerini ve yüreğini tüketmiş olan Şehrazad'ı oturduğu koltukta buldu.Yine kıpırdamadım.Horozlar ötüyordu.Moskova'daki otelin neşeli horozu gibi değil,bir ayrılık ağıdı söyler gibiydiler.
Güneş yükselmeye başladığında aşağıdan tıkırtılar geldi.Kız kalkmıştı,belki de beni rahatsız etmekten çekinerek hazırlanıyordu.Biraz sonra yalnız sokak kapısından değil,hayatımdan da çıkıp gidecekti ve ben onu bir daha hiç göremeyecektim.
Gitti!
Kardeşimin Hikayesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder