Film festivallerini uzun yıllardır takip etmeye çalışırım.Her ne kadar festivalde gösterilen filmlerin çoğunu izleyemesem de,bir gün mutlaka izleyeceğimden eminim çünkü benim film listem var.Evet,film listesi.2006 yılından bu yana tuttuğum bir liste bu.İzlemek isteyip de izleyemediğim filmleri tek tek yazarım oraya.İzledikçe de silerim büyük bir heyecanla.Karmakarışık bir liste.En son Soysuzlar Çetesi'ni sildim.Festival filmleri de oldukça kabarık bir yer tutuyor fakat sanıyorum3 yıl önceydi,Yumurta'yı izlemiştim.Semih Kaplanoğlu'nun üçlemesi olan hani.Güzel film,güzel olmasına ancak söylemem gerek ki çok sıkılmıştım.Özellikle Nejat İşler'in bir yürüyüş sahnesi vardı ki o sahneyi hızlandırmıştım.Sanırım Türk filmleri festivallerde kallavi bir sanat anlayışı içeriyor.Cannes'da ya da Altın Ayı'da yarışan filmleri daha zevkle izleyebiliyorum,kendi adıma.Sakın yanlış anlaşılmasın Türk Film Festivallerini kötülediğim yok aksine oldukça sanat dolu filmler olduğu için çok düşünce gerektiriyor ve açıkcası yoruluyorum düşünmekten.Film dediğin düşündürücü olur elbette ama biraz da zevk almalı insan.Yineliyorum,bana göre.
Ne anlatacaktım,konu nereye geldi.Bu yıl 66.sı düzenlenecek olan Cannes Film Festivali'nin açılış filmi belli olmuş.Biraz önce okudum internette ve hemen bu yazıyı yazmaya koyuldum.Muhteşem Gatsby! Ne kadar sevindiğimi inanın tarif edemem.Hayır,Cannes'a gitmeyeceğim -gidemeyeceğim,öyle bir şansım yok- ya da filmin yapım aşamasında da bulunmadım ve hatta bundan elime bir şey de geçmeyecek ama inanın fena halde sevindim.Çünkü Muhteşem Gatsby,benim hayatlarını merakla irdelediğim Scott ve Zelda Fitzgerald demek.Çünkü Muhteşem Gatsby ,Zelda demek.Eğer kendilerini tanımıyor iseniz size şu linki verebilirim.
http://kitap.milliyet.com.tr/kendini-insa-eden-adam/kitap/haberdetay/05.01.2011/1335305/default.htm
Hatta bence bu linkle kalmayın,biraz daha inceleyin,özellikle Woody Allen'ın Midnight in Paris'ini de izleyin derim.
Geçen yıl açılışı Marilyn'in elinde pasta tutan o harika resmi ile ve Moonrise Kingdom filminin gösterimiyle yapmışlardı.Fakat öyle hissediyorum ki bu yıl daha farklı geçecek.Bunda açılış filminin kendi adıma payı büyük.Gerçekten oldukça sevindim.Keşke imkanım olsa da mayıs ayında ,hem de böylesine güzel bir ayda gidebilsem Cannes'a.Ama daha çok sevindiğim bir şey daha var,film festivalle birlikte aynı gün sinemalarda da gösterime girecek.Kaçmaz,kaçırmamalıyım.Yoksa Zelda'nın ruhu gibi acı çekerim.Filmin başrollerinde Leonardo di Caprio ve An Education'dan tanıdığım Carey Mulligan var.Son bir ayrıntı,filmin yönetmeni Moulin Rouge'u da yöneten Baz Luhrmann.Başka bir şey yazmama sanırım gerek kalmadı.Hadi gel mayıs,hadi gelin Scott ve Zelda diyorum.Hoşçakalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder