Nisan ayında tam 1 yıl olacak.Saatlerdir açık olan televizyonda bangır bangır yeni bir sergiyi tanıtıyorlar,dikkatimi çekmiyor,ilgilenmiyorum.Genelde sergiler dikkatimi çeker fakat o an aklım neredeydi hatırlamıyorum.Kafamı şöyle bir kaldırdığımda 'son gün bu pazar' diye geçen alt yazıyla karşılaştım ve algıda seçiciliğim sanki o gün algıda sıçıcılığa dönmüştü,meğerse tanıtılan o sergi latin amerikaya ait bir organizasyonmuş.Latin Amerika'dan Çağdaş Fotoğrafçılık Sergisi..Nasıl olur da kaçırırım böyle güzel bir etkinliği!Hem Latin,hem Amerika,hem çağdaş,hem fotoğrafçılık! Yeme,yanında yat.Ve şansıma tüküreyim ki,- belki de bu Allah'ın önüne fırsat koydum ama ilgilenmedin deme şekliydi- 5 dakika sonra program bitti.Nerede olduğunu,tam olarak ne içerdiğini öğrenemeden hayıflanarak oturdum bilgisayarın başına.Şanslıyız ki elimizin altında dünyanın tüm bilgileri saklı.Teşvikiye de Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde sergilendiğini öğrendim,biraz konusunu araştırdım ve farklı ülkelerdeki fotoğrafçıların Latin Amerika daki yoksulluğu fotoğrafladıklarını öğrendim.Şimdi başlıkta da dediğim gibi işin içinde Latin varsa ben de varım felsefesinden yola çıkarak hemen sanat galerisini aradım ve çok şaşıracağım bir bilgi aldım.Sergiye giriş ücretsizdi,evet ücretsiz..Hoş,ücretli olsa da giderdim,bir kova burcu olarak en kutsal görevim aklıma esenleri hemen yapmak çünkü.Bedeli ne olursa..Ve evet,son gün 2 gün sonra,yani pazar günüydü.En yakın arkadaşımı arayarak ona yalvardım yakardım ve ikna ettim.Cumartesi günü iş çıkışı koştur koştur eve geldim,üstümü değiştirdim ve Teşvikiye'nin yolunu tuttum.
Gittiğimizde belki de son günden 1 gün önce diye bilemiyorum hiç kimse yoktu.Üstelik fotoğraf çekmek de serbestti çünkü gittiğim her etkinlikten kalan bir anım olsun isterim,bundan daha önce de başka bir yazımda bahsetmiş olmalıyım.Belki de pek duyan olmadı çünkü bilboardlarda da hiç rastlamadım,gazetelerde falan.Fakat gayet enteresan ve değişik bir sergiydi.İyi ki de gelmişiz dedik arkadaşımla.Bizden başka kimse olmadığı için de rahat rahat gezindik uzun süre takıldık.Hemen hemen her sergide bulunan misafir defterinin neredeyse boş olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.Böyle şeylere ilgili olduğum için ben de mi var bir tuhaflık yoksa kimse ilgilenmediği için onlar mı tuhaf buna da şaştım kaldım.
Üzerinden 1 yıl geçmek üzere evet ama bence blogumda bu -pek farkedilmeyen- sergi de olmalıydı.O zamanlar neden yazmamışım hiç hatırlamıyorum,demek ben bile farkedememişim :) Ani bir heyecanla gittiğimizden ve belki de kimse ilgilenmez diye düşündüğümden olsa gerek ama hata yapmışım.Bir daha böyle hatalar yapmamak için kendime not düşerken ; o güzel,sakin,farkedilmeyen ve gittiğim için kendimi mutlu hissettiğim anlardan fotoğraflar gelsin.. Böyle ilginç şeylerin de devamı gelsin :)

yukarıdaki fotoğraf,içinde yaşam olan bir ev.